14 Şubat 2017 Salı

Girişimciliğin Doğası ve Hayata Dair Bir Kaç Karalama

İlk olarak son günlerde tanıştığım ve üzerine çok düşündüğüm bir kural silsilesinden bahsetmek istiyorum.

10X

Grant Cardone' nin üstlendiği 10X kuralını ele alacak olursak, liderlere ortalama sayılabilecek sonuçlar elde etmeye razı olan bir tutum yerine nasıl daha yükseğe çıkarak “büyük adımlar” atabileceklerini gösteren çok iyi bir kılavuz görevi görecektir. Peki 10X kazanç elde etmek için ne gibi girişimlerde bulunmak gereklidir? sorusunu yanıtlayacak olursak,
İşte 10X yatırım karlılığı elde edebilmenizi sağlayacak 5 girişim:

1. Bir yönetici işe alın

Diyelim ki alınacak kararlarda oylama hakları olan, gününüzün belli bir kısmında sizinle vakit geçirecek ve şirketinizde önemli bir rol oynayacak olan bir yönetim kurulu üyesi almak istiyorsunuz. İşe almadan önce basitçe o kişiye şunu sorun:
Yönetim kurulunun bir parçası olarak şirkete nasıl 10X değer katacaksın?
Aynı şekilde, eğer bir yönetici veya c-seviye personel alacaksınız, nasıl 10 kat daha fazla şirketinize katkı sağlayabileceklerini sorun. Örneğin, işletmenizi daha ileriye taşıyacak ve büyümesini sağlayacak fikirleri nelerdir?

2. Ortaklarınıza sıkı sıkıya sarılın

Ortaklarınızı belli bir önem sırasına göre değerlendirerek hareket etmek yatırım karlılığınızı 10 katına çıkarabilir. Buradaki önemli nokta hangi iş ortağınızın en çok başarı getireceğini kestirebilmektir.
Coca-Cola, Apple, Salesforce, ve Oracle gibi büyük markalar, ortaklarla oluşturulmuş ekosistemleri sayesinde son 10 yılda yüksek oranda büyümeyi yakalamış şirketlerin sadece birkaç örneğidir.
Eğer doğru bir şekilde yapılırsa, ortaklarınızla oluşturduğunuz iş çevresini daha da genişletmek, müşterilerinizin markayı benimsemesine, markaya bağlılıklarına ve hatta diğer şirketlerin de sizinle iş yapmak için sıraya girmesine neden olacak mükemmel bir 10X fikri olacaktır.
Yanlış bir şekilde yapıldığında ise, bu uzun dönemde büyük bir şirket olmaya tam anlamıyla taahhütünüz olmadığı anlamına gelir.

3. Büyük hamlelerde bulunun

Piyasaya yeni giren birçok şirket bir zaman sonra ürün stratejisi etrafında şekillenmek ve ne yönde ilerleyeceğine karar vermek zorunda kalıyor.
Ben bunu “büyük hamle” fikri olarak değerlendiriyorum. Muhteşem derecede büyük şirketleri eh işte denilebilecek şirketlerden ayıran şey yapılan büyük hamlelerdir.
Yapılacak büyük hamle, insanların mevcut durumu değiştirme ve hayatı iyi yönde şekillendirme (hem evde hem işte) güdüsüne hitap etmelidir.
Yüksek-öncelikli temel isteklere hitap eden diğer fikirler, benim “gök gürültüsü etkisi” olarak nitelendirdiğim kategoride değerlendirilmelidir. Her ne kadar size 10X kazanç getirme ihtimalleri düşük olsa da, bu fikirler de dikkate almaya değerdir.

4. Müşterilerinizi memnun edin

Herkesin malumu olduğu üzere, eğer ki kazanç getiren müşterileriniz yoksa firmanız tehlikeli sularda yüzüyor demektir. Doğru yolda olup olmadığınızı anlamanın yolu ise basitçe müşterilerden geçmektedir.
Bu konunun harika olan yanı her müşterinin size yeni bir müşteri getirebilmesidir ve eğer müşterileri memnun edebilmek için işlerinizi adam akıllı yaparsanız, müşteri sayısında 10X artış gözlemleyebilirsiniz. Örneğin, ilerleyeceğiniz pazar bölümünü doğru seçerseniz, insanları harekete geçirici hikayeler (durum çalışmaları, tanıklar, içerik vs) yaratabilirsiniz ve bu doğrultuda düşünecek potansiyel gelecek müşterilerinizi markanıza çekerek 10X büyüme fırsatını yakalayabilirsiniz.

5. Büyük oynarak her anlamda 10X’i yakalayın

Açıkçası, 10X kuralı sadece kazanç hedefleriyle alakalı olmak zorunda değil. Aynı kural; mutluluk, ilişkilerin kalitesi ve markanızın üzerindeki etkisi veya firmanızda gerçekleştirmeyi planladığınız heyecan verici bir gelişme için de geçerli olacaktır.
10X kuralı tamamıyla, önceliklerinizi sıralayarak yapacağınız hamlelerin gerçekten ezberleri bozan derecede büyük sonuçlar getirip getirmeyeceğini analiz etmekten ibarettir.
İnsan şunu da soruyor olabilir;
Herhangi bir girişim faaliyetinde bulunmuyorum aslında çapı olan bir şirketim dahi yok ben neden bu yazıyı okuyayım veya ilgileneyim?
Aslında sevgili okuyucularım cevabım çok basit hayattasınız ve hayatın kendisi bir girişim faaliyeti. Bir çok sosyal ağ kullanıyoruz bunlarda oluşturduğumuz profiller vb. bir çok faaliyet girişimciliğin alt başlığını oluşturmaktadır. İçinde bulunduğumuz yer arzının her an titreşimler üretmesi, bir yerlerde meydana gelen depremler, patlayan volkanlar, durmadan genişleyen evren ve durmadan gelişen teknoloji ve kendini geliştiren homo sapiens... tüm bunlar girişimciliğin diğer örneklerini oluşturmaktadır. Bizler nasıl girişim faaliyetlerinde bulunabiliriz diye kendimize yönelecek olursak ilk olarak hedefler koymaktan ziyade neyin içinde yer almalıyız ne üzerine düşünmeli ve yoğunlaşmalıyız bunlardan başlayabiliriz. Birden büyük oynamaktan bahsetmiyorum insanın kendisine minimalist açıdan bakmasından bahsediyorum. Ben son günlerde adımlarıma minimalist sınırlar getirdikçe çapının arttığını gözlemler oldum. Başarı birilerinin üzerine basarak yükselmekle, birilerine sadece kariyer gözüyle bakmakla olmuyor bunu öğrenmeliyiz. Hayata dair hataları fırsatlara çevirmeliyiz korktuğumuzda elimizi birilerine uzatabilmeliyiz. En önemlisi insana güvenmeliyiz. Bilimselleştikçe geliştikçe insana cisim madde metaryal gözüyle bakar olduk en azından benim bulunduğum matrikste bunu gözlemledim diyebilirim. Sizleri daha çok sıkmadan girişimcilik üzerine yazımın devamı geleceği haberini paylaşıp yazımı burada sonlandırıyorum.
Kaynaklar:
Girişimcilik Türkiye web sitesi
Girişimcinin El Kitabı

9 Eylül 2016 Cuma

Kaliteli Yaşam Üzerine

   




   Zamansız anlar için sözüme başlamak istiyorum. Anların huzur dolu olmasını istediğimden yaşanmışa ya da yaşanacaklara odaklanıyorum. Evrenin bunca yıllık yaşlı ama genç atan bir kalbi varken insan ömrünün küçümsenecek kadar kısa ama bir o kadar da devasa olabileceği konusunda uyanmaktır niyetim..
   Kaliteli düşünce üzerine yoğunlaştım son zamanlarda. Peki kalite standardını ne belirliyordu bu merak da beraberinde geldi elbetteki. Farkettim tabiki kaliteli yaşamı dedim kendi kendime. Peki ya bu ne getirirdi? Elbetteki bir sapaktan döndüğümüzde en görmeyi istediğimiz şeyi; mutluluğu...
  Ararsak buluruz hiç şüphesiz bulduğumuz aradığımız şey olmasa bile ama ya aranan nedir? Neden aranan şey olmayalım? Elbetteki olabiliriz işe aramadan bulmayı öğrenme sanatı giriyor tabiki bundan dolayı da.... 
  Geriye miras olarak düşüncelerde gülümsemeleri bırakmayı hedefliyorum çoğu zaman.Sahte bile olsa gülümsemekten başladım işe sonra gerçeği geldi ve dada sonrada gerçektenliğini bekliyorum..Kaliteli yaşamda ardından geliyor elbetteki. Kapı tokmağını gülümseyerek vurmalı ve kapıyı açan ne olursa olsun istemsiz gülümsemeye başlayacaktır tahminim bu yönde.. 
  Bu kadar poztifi olmamalı her şey tabiki. Zırhını hiç çıkarnanalı insan taze etleri en çok yaralanmaya müsait çünkü kırılabilecek ruha sahip insan. Zırh demişken alınan darbelerin elbetteki sarsıntıları var olacaktır da bu daima. Ya ne yapmalı? Söze susmalı. Dil yöntemine dille. Mimiklere tutum ve tavırlarla yanıt verilmeli. En önemlisi de yanıt vermemektir elbetteki. Bu da mümkün egoist varlıkların yokluğunu hayal ederek yokmuşcasına yaşama devam edilirse hiçliğin tadına varma ihtimalleri de artıyor bu vasıta ile. Öyle ya tüm kokularını burnumuza sokmaya çalışanlara burnum koku almıyor bir önemi yok bunun tavrı bambaşka olmalı.
   Kaliteler üzerine konuşalım istedim. Mutluluk verdikçe mutluluğa dönüştüğü gibi insanın..
Nilüfer Yıldırım 
Jeoloji Müh-İSG Uzmanı 
paraf paraf paraf 

2 Eylül 2016 Cuma

                 GELİŞİM ÜZERİNE


   Yazımı okumaya başladığınız anda şu soundtrackları dinlemenizi rica ederim https://www.youtube.com/watch?v=PTuXYwU-unQ&list=PL2A2BF11F472B95DF

   Gelişimler kristaller üzerine başlar.Esasen bana bunu biri 4 ay önce söylemiş olsaydı belkide onu anlamaz anlamaz okurdum..Dengeyi sağlayan kristalden bahsediyorum. Benim gibi yaşanmışlığı olanlar bilir. Herkesin merkezinde dengesini sağlayan kristallerden bahsediyorum. Koca gezegeni gezegen yapan evreni anlamlandıran kristaller evet.. Kristaller demişken neden mineraloji ve kozmoloji bu kadar ilgimi çeker diye sorardım kendime aslında hayatın özüydü dikkatimi çeken belki de.. Yüzeylerden bahsetmiyorum. Derinliklere merakı olanlar bilir.. Savaşmadan savaşanlar daha da iyi bilir.. 
   Aslında tüm evrenin kafamızın içindeki bir merkezde olduğunu düşünüyorum. Böylece nereye gidersek kendimize gideriz öyle değil mi? Ne aradığını sanar ki insanoğlu. Aradığı aslında kendidir.. Aradığıdır insanoğlu. Minik bir melodi bazen. Bazen kcca kaderi değiştiren bir kaderdir. Öyle ya kafa değişirse insan değişir. Evren değişir dediğinizi duyar gibiyim. Kendime soruyorum. Nereye gidiyorum Nilüfer? Biliyor musunuz; nereye gittiğimi hiç merak etmiyorum. Aslında gittiğim yerde kendimim diyorum nasılsa. Son günlerde hiç sosyal hayatım olmadığı halde çok fazla insan tanıdım hepsinde kendimden bir parça gördüm hepsi kendimdi aslında. Öyle ya insan karşısındakinde kendini bulur hep kiminde pozitiflik yüklüdür kiminde negatiflik kimi çeker gider kimi kalmak için oracıkta bekler. Hepsi kendimiziz aslında içimizdeki kristali oluşturan sistemin birer parçaları..
   Gelişmek diyordum.. Bilimden bahsetmiyordum bilim ötesinden de bahsetmiyordum özlükte misafir ettiklerimizden bahsediyorum. Çabalamak hatadır bilirim. Yola yeni koyulduğumu hissediyorum. Aslında her saniye değerlidir ve her saniye evren yeni bi dünya inşa edip önümüze görüntüleri sunuyor sank. Dileyen geçmişte boğulup kalıyor dileyense geleceğe yolcu. Ya bazıları. İşte o bazılarındanım sanırım şimdiki zamanın gönüllüsü. Yanıma kristallerimi , Şimdiki zamanı aldım yola yeniden koyuldum.. Yeni dostluklarımla yeni kaybettiklerimle. Evet elimi uzatıp bundan sonrasını gelmesini istediklerim de oldu ama tercihi kaderi değiştirmek olanı kim tutabilir ki.. Tıpkı o yazılım oyununda olduğu gibi 'Merhaba Dünya ' Ben geliyorum gelişim üzerine. üzerine üzerine...

28 Ağustos 2015 Cuma

GÖRÜNEN BOYUT

                                                                              
Evrende gözlemci olarak biz sadece kendi algımızdaki boyutu görebiliyor ve gözlemleyebiliyoruz ve bir kaç adım ötesini teorikte hesaplayabiliyoruz. 
Farklı boyutları gözlemleyebilecek bir mekanizma geliştirilebilir veya 'Zaman Makinesi' gibi bir hayal var ise  ' Boyut Makinesi'  olarak da bir hayal kurulabilir mi ?
En basitinden düşünmeye başlayacak olursak;  ilk aklımıza gelecek boyutumsu duruş 'nokta ' ,  ilk boyut yani doğru parçası ( şekil 1) , ikinci boyut; alan ( şekil 2) bir diğeri ise hacim ( şekil 3 ) .

                                                    
                                             Şekil 1 : Doğru parçası 
Şekil 2 : Alan 

Küp
Şekil 3: Hacim 

       Günümüzde sayısal hesaplama kuralları ile  4. boyut ( uzay ve zaman) 5. boyut... gibi veriler elde edebiliyoruz. Yani bir küpün başka boyutlardaki görünümünü elde etmek bazı adımlara kadar mümkün. Tüm bu bilgiler dışında biz gözlemciler aslında bir derinliğin olduğu bir alanın olduğu 3. boyuttaki gözlemciler olarak yeni bir veri ağı geliştirip başka boyutun tanımlanabildiği bilgi işlem merkezi kurar ve bir gözlemci olarak evrenimize oradan bakarsak belkide uzaylı diye nitelendirdiğimiz varlığımsılar ' merhaba ' diye el sallayabilirler mi? Belki de aslında o veri ağı ve bilgi işlem merkezi şu an genişlemekte olan evrenimizde mümkün mü? ' Kara delik' dediğinizi duyar gibi oldum. Yani merak ettiğimiz karadelik aslında başka boyutlara geçiş belkide başka evrenlerin boyutlarına ya da 'boyut' adı altında başka üretilmemiş kelimeye geçiş olabilir mi ? Acaba kara delikler birer istasyon mu? -Zannediyorum ki böyle bir şeyi yaşamış dahi olsak kayıt altına alabilecek makinelerimiz, sistemimiz vs. gibi teknolojimiz henüz olmadığı için bunu tüm insanlık olarak gözlemlemiş olmak zorundayız ki birbirimize inanalım...  -
      Görünen ışık aralığını tanımladığımız Elektromanyetik Spektrum ( Şekil 4)  ' dan bahsetmek istiyorum. Yazım ışık, frekans , dalga boyu ile biraz uzak ve birazda psişik bir hali görünse de ben bu diyagramı daha çok aslında görünen boyuta yatsıtmak için nacizhane kopya çekiyorum.
                                        
                                   Şekil 4: Elektromanyetik Spektrum
            Değinmek istediğim Elektromanyetik  Spektrum' un kendisi değil buna benzer bir diyagram oluşturursak frenkansı, dalga boyunu, ışığı değilde evreni sadece 1. boyut 2. boyut 3. boyut 4. boyut .... diye katagorilere ayırıp gözlemyebildiğimiz boyuta da 'görünür boyut' dersek yazımın ana düşüncesini tamamen göstermiş olurum sanırım..
             Bir kozmozun ortasında oturmuş başka boyutların hayalini kuruyoruz  ve sadece 3. boyutu gözlemleyebilen bir gözlemciden ibaretiz ve aslında  en ileri gidebildiğimiz yer gün batımını seyredebileceğimiz bir tepe, dağ..
          Yazımın devamı gelmesi umuduyla :) 

12 Haziran 2012 Salı

VOLKANOKLASTİK SEDİMENTLER


Volkanoklasikler ; Volkanoklastik sedimentler, volkanizmaya bağlı olarak gelişen ve esas olarak volkanik orijinli tanelerden oluşan sedimentlerdir. 

Volkanik patlamalar mağma ve/veya çevresindeki kayaç ve sedimentleri parçalayan gaz fazının gelişmesi ve hızlı bir şekilde genişlemesiyle oluşur.

Değişik bileşimdeki magmalar değişik özelliklere sahip patlamalar gösterirler.Genel olarak 4 patlama tipi oluşturulmuştur.

1.Hawai Tipi Patlama
2.Strombolian Tipi Patlama
3.Volkanian Tipi Patlama
4.Plinian Tipi Patlama


a)Hawai Tipi 
Bu püskürme tipi hafif şiddettedir. Bunun nedeni lavın akışkan olup gazın çabuk kurtulmasıdır. 
Bu tipte en iyi bilinen yanardağ Mauna lao (Büyüyen dağ) ve Kilauea’dır. 
Hawai tipi yanardağların krateri çok büyüktür.
Çoğu kez 1 km'den daha az yüksekliklere fışkırırlar.

b)Strombolian Tipi 
Bu tip yanardağlar İtalya’nın kıyılarında görülmektedir. 
Patlamaları çok şiddetli değil fakat ard arda püskürürler.
Lavı çok yoğun olmayıp Hawai tipi püskürmelerden daha yoğundur. 
Bu tipte gazlar daha da sıkışıktır.
Lavlar çabuk katılaştığından yanardağ ağzının çevresinde birikirler.
Bu tip yanardağların tepe kısımları kesilmiş gibi gözükür.
Püskürmeler 1 km'den daha yükseklere ulaşır.




c)Vulkanian Tipi 
Bu tip yanardağlar ismini bir İtalyan adası olan Volkanu’dan almışlardır.
Sicilya’nın kıyısında sıralar halinde bulunan yanardağlar bu tiptendir. 
Patlamaları çok kuvvetli ve gürültülüdür. Çünkü lavları yoğun olduğu için gazları sıkışıktır.
Patlamalarda iri kayalar ve volkanik küller de yoğun bir şekilde açığa çıkar.
Lavlar çok yükseğe fırlar.

d)Plinian Tipi


Pilinius tipi püskürmeler, lavın çok yoğun olması durumunda görülür.
Sıkışmış gazlar, çok büyük patlamalarla kurtulur.
Yanardağın püskürmeleri sırasında büyük miktarlarda volkanik kül gökyüzüne fırlatılır.
TEFRA:
Volkandan çıkan tüm irili ufaklı materyallere denir. Çoğunlukla magmanın kendisinden gelmektedir bu durumda genelde volkanik camdan oluşur.Tane boyutuna göre;
-Volkanik toz
-Volkanik kül
-Lapilli
-Blok ve bomba 
Sıvı şekilde püskürtülen büyük parçacıklar volkanik bombalardır.Bazıları uzamış elipsoidal şekildedir.Daha önceleri katılaşmış ya da yan kayaçlardan gelen büyük parçacıklar bloglardır.
Çoğu tefralar PÜMİS şeklindedir.Pumis %50'den fazla gözenekliliğe sahip oldukça vesicular volkanik camdır.
Oldukça bazik magmadan oluşan camsı meteryal için Scoria terimi kullanılır.
Volkan küllerinden oluşmuş volkanoklastik sedimentler TÜF olarak ;Lapillilerden oluşmuş volkanoklastik sedimentler  LAPİLLİTAŞI ;volkan bombaları veya bloklardan oluşmuş volkanoklastik sedimentler AGLOMERA veya volkanik breş olarak adlandırılır.
                               AGLOMERA
TÜF
Konya'ya 50 km.mesafede Devoniyen Volkanizmasına ait.Toplam 12 ayrı evrede gerçekleşen volkanizma faaliyeti vardır.







17 Nisan 2012 Salı

METAMORFİZMA ÇEŞİTLERİ
1. Dokanak (Kontakt) Metamorfizması (Contact Metamorphism)
2. Hidrotermal Metamorphism (Hydrothermal Metamorphism)
3. Dinamik Metamorphism (Dynamic metamorphism)
4. Bölgesel Metamorfizma (Regional Metamorphism)
5. Gömülme (Burial Metamorphism)




1. Dokanak (Kontakt) Metamorfizması
Bir magma kütlesi çevresindeki yan kayaçları değiştirdiğinde dokanak
metamorfizması gerçekleşir. Sığ derinliklerde sokulan magma kütlesi çevre
kayaçların sıcaklığını yükselterek termal değişmelere neden olur. Sokulumun
soğumasıyla birlikte yan kayaçların içine sıcak akışkanların girmesi, yeni mineral
oluşumlarına yardımcı olabilir. Kontakt metamorfizmada önemli etmenler, sıcaklık
ile magma ve / veya yan kayacın akışkan içeriğidir. Sokulumun bileşimi,
başlangıçtaki sıcaklığı kısmen denetler: mafik magmalar felsik magmadan daha
sıcaktır ve kendisini çevreleyen kayaçlarda daha büyük bir ısı etkisine sahiptir.
Sokulumun büyüklüğü de önemlidir. Dayk ve sill gibi küçük sokulumlarda
sadece sokulumların hemen yanındaki kayaçlar etkilenir. Batolitler gibi büyük
sokulumların soğuması ise uzun bir zaman aldığından yan kayaçlardaki sıcaklık
artışı daha büyük alanları daha uzun süre etkiler. Akışkanlar da dokanak
metamorfizmasında önemli bir rol oynar. Çoğu magmalar sulu olup çevredeki
kayaçlara yayılabilen kimyasal olarak etkin, sıcak akışkanlar içerirler. Bu akışkanlar
kayaçlarla tepkimeye girip yeni minerallerin oluşumuna yardımcı olabilir. Bir
sokulumun hemen yanında sıcaklıklar yaklaşık 900°C ye ulaşabilirken uzaklaştıkça
dereceli bir biçimde azalır. Bu tür ısı etkileri ve sonunda olan kimyasal tepkimeler
genellikle metamorfik hale olarak bilinen konsantrik kuşaklar oluşturur.
Metamorfik halelerin genişliği, sokulumun büyüklüğü, sıcaklığı ve bileşimiyle
birlikte çevre kayaçların mineralojisine bağlı olarak değişiklikler sunar. Tipik olarak
bu büyük sokulum kütlelerinin her biri sokulumdan uzaklaştıkça sıcaklığın
azaldığını gösteren belli mineral topluluklarıyla ayırtlanan birkaç metamorfik
kuşağa sahiptir.






Metamorfik hale tipik olarak magmatik sokulumu çevreler. Bu idealleştirilmiş
granit batolitiyle ilişkili olan çevresindeki metamorfik hale, sokulum kütlesinden
uzaklaştıkça sıcaklığın düştüğünü yansıtan üç mineral topluluğu kuşağını içerir.
Batolitin yanındaki iç kuşakta andaluzit-kordiyerit hornfels oluşur. Bu kuşağı,
içinde bir miktar biyotitin geliştiği yaygın yeniden kristallenmeli bir ara kuşak ile
sokulumdan en uzakta benekli kayraklarla ayırt edilen dış kuşak bulunur.


2. Hidrotermal Metamorfizma
Sokulum yapan magmanın soğumasının son aşamalarında magma
kristallenmeye başlar, sıcak ve sulu eriyiklerin büyük bölümü çoğunlukla
magmadan ayrılır. Bu eriyikler yan kayaçlarla tepkimeye girerek yeni metamorfik
mineraller oluştururlar. Genellikle Yeryüzüne yakın derinliklerde gerçekleşen bu
süreçler hidrotermal bozunmalardır (Yunanca hydro “su” ve therme “ısı”
sözcüklerinin birleşimi) ve değerli maden yataklarını ortaya çıkarırlar. Dünyadaki
çoğu maden yatağının metal iyonları hidrotermal eriyiklerin göçünden
kaynaklanmıştır. Avustralya, Kanada, Çin, Kıbrıs, Finlandiya, Rusya ve ABD’nin
batısını içine alan değişik yerlerdeki bakır, altın, demir cevherleri, kalay ve çinko
yatakları bunlara örnektir. Ayrıca Okyanus ortası sırtlarında yüzeye çıkan
hidrotermal sıvılarda benzer etki yaparak bu zonlarda cevher gelişimlerine neden
olmuştur.
3. Dinamik Metamorfizma
Dinamik metamorfizma, kayaçların yüksek farklılaşan basınçların etkisi altında
kaldıkları fay (düzlem boyunca hareketin olduğu kırıklar) kuşaklarında gözlenir.
Bu olay sonucunda fay kayaları (fay breşi, kataklastik, milonit) oluşur.

Yerkabuğunun bir bölümünü gösteren şematik blok diyagram: yüzeydeki fay izi ve derinliğe
bağlı olarak fay zonu içinde kaya kayacındaki değişiklikleri gösteri-yor. Kohesiv olmayan
kataklasitler yerin 1-4 km derinliğinde gelişirler. Kohesiv kataklastiklerin oluşumu 15 km
derinliğe kadar mümkün. Milonitler 10-15 km derinlikte ve 250-350 °C sıcaklık koşullarında
oluşmaya başlar.


3. Bölgesel Metamorfizma
Birçok metamorfik kayaç geniş bir alanda gerçekleşen ve genellikle Yer
kabuğunun derinliklerinde çok yüksek sıcaklık, basınç ve deformasyonun
neden olduğu bölgesel metamorfizma sonucu oluşurlar. Bölgesel
metamorfizma en belirgin biçimde levhaların birbirine yaklaştıkları ve birbiri
altında yittikleri sırada kayaçların yoğun biçimde deforme olup yeniden
kristallendikleri yaklaşan levha sınırları boyunca bulunurlar. Bu tür metamorfik
kayaçlar, genellikle çok yoğun basınç ve/veya en yüksek sıcaklıkların etkili
olduğu alanlardan daha düşük basınç ve sıcaklığın etkili olduğu alanlara doğru
metamorfizma derecesinde bir dereceli geçiş sunarlar. Metamorfizmada
böylesine bir derecelenme kayaçlarda bulunan metamorfik minerallerle
belirlenebilir. Bölgesel metamorfizma sadece yakınlaşan levha kenarlarıyla
sınırlı değildir. Deformasyonun geniş alanlara yayıldığı tüm bölgelerde yaygın
olarak görülür.
İndeks mineraller
Kimi mineraller yalnızca belirli sıcaklık ve basınç aralıklarında oluşur. İndeks
mineraller olarak bilinen bu tür minerallerin varlığı düşük, orta ve yüksek
sıcaklık metamorfizması kuşaklarını belirleme olanağı verir.